Kitapta dört öykü var. İlk öykü batmış bir gemide bir baba ve üç kızına rastlayan ve kızlardan birini çok beğenen bir gemi sahibinin öyküsü. Gemi sahibiyle kız felaketten kurtulunca birbirlerini aramaya söz verdikleri halde izlerini yitirirler. Yıllar sonra haberleştiklerinde köprülerin altından çok sular akmış, yaşlanmışlardır. İkinci öykü bir düş kırıklığı öyküsü. Arkadaşından ödünç aldığı gerdanlığı kaybeden kadın onu ödeyebilmek için bütün sahip olduklarını satıp ağır borca girer. On yıl sonra bütün borçlarını öder ama çok yaşlanmış ve bitmiştir. Yolda arkadaşına rastlar. O kadar perişandır ki onu tanıyamaz. Kendini tanıtır ve başına gelenleri anlatır. Ama korkunç bir şey duyar. Gerdanlık sahte ucuz bir taklitmiş. Üçüncü öykü işlemediği bir suçun üstüne yapışıp kalmasının öyküsü. Yerde bulduğu bir ipi belki lazım olur diye alan bir adamı bu sırada düşmanı olan biri görür ve onun kaybedilen para dolu bir çantayı aldığını zannederek polise ihbar eder. Adam yerden aldığının bir ip parçası oluğuna çantayı bulan kişi ortaya çıktıktan sonra bile kimseyi inandıramaz. Son öykü insanların yoksul bir dilenciye karşı ne kadar acımasız olabileceğinin öyküsü. Öyküleri anlattım ama asıl yazarın duyguları anlatmaktaki ustalığı için okunmaya değer.
top of page
bottom of page
Comments